Senin Hırsızın Kötü, Benim Hırsızım İyi! Türkiye’de Siyasetin Tuzu Koktu!

Senin Hırsızın Kötü, Benim Hırsızım İyi!
Türkiye’de Siyasetin Tuzu Koktu!

Türkiye siyasetini gündemi: “Senin hırsızın kötü, benim hırsızım iyi!” tartışmasına kilitlenmiş durumda.
Ülkemizde iki karşıt grup oluştu: Bir grup hırsızları savunuyor, diğer grup ise hırsızlık üzerinden oy toplama hesabı yapıyor.

Bu grupların içinde, yüzde 50–50 bölünmüş seçmenin yüzde 35’lik kısmı şöyle düşünüyor: “CHP, DEM fark etmez, tüm belediye başkanları görevden alınmalı.” Hatta, Ekrem İmamoğlu görevden alınacaksa, aynı anda bir AK Partili belediye başkanının da görevden alınması gerektiğini savunanlar artmaya başladı.

Türkiye genelinde belediyelerde çalışmadan maaş alanlar, Ankara’da kamu kurumlarına uğramadan maaş alan eski müdürler ortaya çıkınca, “Senin hırsızın iyi, benimki kötü” tartışmaları gündemi iyice meşgul ediyor.

Bir müdür kötü mü? Yasal düzenleme yap, işine son ver!
İyi ve çalışkan bir adamsa, ona iş ver, çalışsın!
Kamudaki israf diz boyunu aşmış durumda; vatandaş bunu artık açıkça görüyor ve isyan ediyor.

Türkiye’de yüzde 35’lik kesim, CHP’li belediyelerdeki hırsızlıklara inanmıyor, “yok öyle bir şey” diyor.
Yüzde 36’lık kesim ise, “Herkes çalıyor, CHP de çaldıysa ne var!” diyerek meşrulaştırıyor.
Sonuç olarak, bugün yüzde 71’lik bir kesimin “hırsızı” savunur hale geldiğini görüyoruz.

Her yeni gelen belediye başkanı, yandaşlarının çocuklarına iş veriyor.
Belediyelerde işe uğramadan maaş alanların sayısı hızla artıyor.

Böyle olunca, AK Parti de CHP ve diğer muhalefet partileri de oylarını artıramıyor.
Siyaset : Türkiye, bir uçağın inişe geçmesi gibi yavaş yavaş aşağı iniyor; umarım yere çakılmaz!, kurur , kibir dağları yumurtadan çıktığını unutmuş , tavukları beğenmiyor..

Türkiye genelinde durum böyle.
Örneğin Kahramanmaraş’ta ciddi bir muhalefet yok.
Fikri, zikri olan da yok. Ben Belediye Başkanı olursam şunu yapacağım diyen yok, Milletvekili olursam bunları yaparım diyen yok.. “İktidara gelirsek şunu yapacağız!” diyen bir lider de ortada yok.

En küçük parti yüzde 0,01 oy alınca da, yüzde 36 veya yüzde 42 oy alınca da, hep aynı tartışma:
“Senin hırsızın kötü, benimki iyi!”
Türkiye’de siyaset böyle yapılıyor. Sanayici ve esnafı dinleyen yok !.

Esnaf bitmiş, sanayici mal varlığını satıyor, tüccar inim inim inliyor.
Emeklinin keyfi (!) yerinde, maşallah (!) nazar değmesin, 12 bin TL ile geçiniyor, inşallah (!). Maşallah , Maşallah !

Son anket bilgisi:
Bugün Türkiye’de seçmenin yüzde 45’i hangi partiye oy vereceğini bilemiyor. Sandığa gitmem diyor !
Önceden bu oran en fazla yüzde 17’ydi.
Şimdi siyasetin tuzu koktuğu için yüzde 45 kararsız var çok yazık ahlakımızı bozdukları gibi siyaseti de bozdular..

Seçmen, “peh!” diyecek bile bir siyasi lider bulamıyor. yeni umut olacağız diye kurulan siyasi partiler ölü doğdu buna da üzülmemek elde değil..

Önümüzdeki seçimlerde yüzde 55 katılımla milletvekili ve belediye başkanı seçersek, hiç şaşırmayın! biz seçmeyeceğiz, birileri aday gösterecek bizde muhtar gibi mühür basacağız !

Hayırlı günler dilerim.