Nöbetçi Eczaneler
Muhtarlardan Ortak Tepki: “Sersem Yaylası’nı Betonla Değil, Vicdanla Koruyalım!”
Kahramanmaraş’ın Sersem Yaylası’nda yapılması planlanan genişleme projelerine köylüler ve muhtarlar tepki gösterdi. Topçalı ve Suluyayla muhtarları, doğanın rant uğruna feda edilmesine karşı kamuoyuna ve yetkililere çağrıda bulundu.
Kahramanmaraş’ın Onikişubat ilçesine bağlı Sersem Yaylası, çevresinde yapılmak istenen turizm ve yapılaşma faaliyetleri nedeniyle tehdit altında. Bölge halkı yaylanın doğal yapısının korunmasını isterken, Topçalı Muhtarı Mustafa Özdemir ve Suluyayla Muhtarı Adem Köse ortak bir açıklama yaparak kamuoyunu bilgilendirdi.
“Yaylalar Bizim Geçmişimiz, Geleceğimizdir”
Muhtarlar açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Sersem Yaylası sadece bir arazi parçası değil; geçmişimiz, kültürümüz, geleceğimizdir. Atalarımızın çadır kurduğu, hayvan otlattığı, çocukluğumuzun geçtiği bu toprakların betonlaşmasına razı olmayacağız.”
“Başkonuş’tan Sonra Şimdi de Sersem mi?”
Muhtarlar, daha önce benzer şekilde yapılaşmaya açılan Başkonuş Yaylası’nı hatırlatarak endişelerini dile getirdi:
“Başkonuş Yaylası’nda yaşananlar ortada. Şimdi aynı akıbetin Sersem Yaylası’na da reva görülmesini kabul etmiyoruz. Bu yayla Kahramanmaraş’ın kalan son doğal nefes alanlarından biridir.”
“Yayla Yolları Bariyerlerle Kapatıldı, Meralar Yok Oluyor”
Açıklamada, köylülerin yayla yollarının ve meralarının özel işletmeler tarafından bariyerlerle kapatıldığı, hayvancılığın ve köy yaşamının zorla geriletildiği belirtildi:
“Köy yolları tel örgülerle kapatılıyor, meralar işletmelere devrediliyor. Hayvancılıkla geçinen köylüler üretim yapamaz hale geldi. Bu sadece bir doğa gaspı değil, aynı zamanda sosyal bir yıkımdır.”
“Devletimizi Göreve Çağırıyoruz”
Muhtarlar açıklamalarının sonunda yetkililere seslendi:
“Devletimizin adaletine güveniyoruz. Sersem Yaylası halkın ortak malıdır ve öyle kalmalıdır. Ranta değil, doğaya ve geleceğe yatırım yapılmalıdır. Yetkililerden bu projeleri durdurmalarını ve bölgenin doğal sit alanı ilan edilmesini talep ediyoruz.”